"needenn umursamaz bi yalınımm hiiiiiççç bilemiiyoorrummm"

tam birşeylere kızma, yadsıma, dışa vurma zamanı gibi geliyor bugünlerde.. daha deniz kokusunu bir yerlere götüremezken, "umursamaz bir yalınım"la başbaşayım.. dün sisliydi buralar, bugün de güneşli.. insanları sokağa döken bir güneş, pırıltı ve curcuna... pazar her zamankinden daha renkli.. 1 Mart... düşen cemrelerimizin ardından baharımız gelmiş, hoş gelmiş...

ben en çok ilkbaharla, sonbaharı severim.. ama daha hazır değilim galiba baharı karşılamaya.. içimde yeri bilinmedik parça pinçik bir şeyleri yerlerine yerleştirmeye çalışıyorum.. alışılmış bir kötümserliğim, kendimi daha da kötümser hissetmeme neden olan icraatlerim var.. sonuç vermeyecek işlere bulaşıp; sonuç beklemek gibi... ve birçok zıtlık işte hepsi bunlardan beter... ve böyle zamanlarda Orhan Veli'yi ve bu şiirini daha da çok seviyorum:

Şu şairler sevgililerden beter;
Nedir bu adamlardan çektiğim?
Olur mu böyle, bütün bir geceyi
Bir mısranın mahremiyetinde geçirmek?

Dinle bakalım, işitebilir misin
Türküsünü damların, bacaların
Yahut da karıncaların buğday taşıdıklarını
Yuvalarına?

Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını
Kullanılmış kafiyeleri yollamak için,
Kapıma gelecek çöpçülerle,
Deniz kenarına?

Şeytan diyor ki: "Aç pencereyi;
Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar."

ve biz yine Bülent Abimizi dinleyelim..



çizim Piyale Madra'ya aittir.