Pages

24 Temmuz 2008 Perşembe

eyvaaahhh eyvaahhh






şu sıralar akedemisyenliği seçmeyip, sosyal bilimlerde eğitim veren bir fakülteden mezun olup ne yapacağını şaşıran bilmem kaç milyondan biriyim ben de. akademik kariyeri göze alamadığım, senede 1 kez yapılan o gerizekalı sınavda bir takım şanssızlıklardan ötürü iyi puan alamayıp, dolayısıyla da ders çalışmaktan bıkmış; başbakan, bakan, milletvekili, paşa gibi kanbağı ve kayın hısımlığım olmadığı için, babam zengin ve potansiyel kayınpederim de potansiyel zengin olmadığı için işsizim.

bir kaç gündür kafamda bir sürü şey dönüyor. işsizim, işe girersem ne olacak ki? evet para kazanacağım, ekonomik özgürlüğüm olacak vs. vs.. ama bunun haricinde ne olacak ki? o gireceğim iş benim kişisel yeteneklerimi açığa mı çıkaracak cemaatçilerin deyimiyle "bendeki ışığı mı" görecek? ya da o iş sayesinde tüm öğrenmek istediğim şeyleri öğrenip, dünyayı görebilecek miyim mesela? olmayacak ki bunlar... ekonomik özgürlük olacak ama bu ekonomik özgürlüğün bedeli olarak bir ton kısıtlamalar olacak. ben sıkıldığım için karamsarım galiba çok... bilmiyorum.. ama ne kadar yardımcı olacak ki bu iş kendini aramaya, başkalarına dokunmaya... yazdığım bir rapor vs yazı her ne karın ağrısıysa kimin hayatını değiştirecek, hiç kimsenin... sadece bağlı olduğum kuruluşun o kalın klasörlerinde yer alacak, bir de pdf yapıp internete verilir hepsi bu... bunun sonunda da çok müthiş olacak yani öyle mi?

insanın içindekiler ne olacak peki?

yukarıda yazdıklarım dönüyor kaç gündür beynimde. dün Oruç Aruoba'nın "yürüme"sini okurken dönme hızları iyice arttı:

"kişi, işi olmayandır.

her insan birşeylerle uğraşır; bir "uğraşı"sı vardır: çoğunlukla toplumsal yolla edinilmiş alışkanlıklar sonucu, ya da toplumun koyduğu gereklerden dolayı, karşılığında birşeyler-haz ya da güç- almak için, ya da salt "geçinmk" zorunda olduğu için "çalışır" her insan.

kişi de çalışır; ama onun çalıştığı, toplumda -toplumla - belirlenmiş bir "iş" değildir:-

kişi kendi işinde çalışır; yani,
kendi kendisi
olma işinde
--kişinin uğraşısı,
kendisidir.

kendi işi olan işine toplumda bir yer bulunmadığından dolayı da, kişi, çoğunlukla işsizdir.

kişi işsizdir..."

resim:http://benvarim.blogspot.com/2007_09_01_archive.html'den alınmıştır.

4 yorum:

Şevval Elif SOLMAZ dedi ki...

En sevdiğim müzikleri derlemek için açtığım ve kimsenin bilmediği sayfamda bir yorum gördüm bugün..
Size aitti :)
Kendi kendime kaldığım bu sayfamda beni ziyaret edip mutlu eden klişi kimmiş dedim geldim buralara.Baktım ki benim gibi çıkmazlarda olan biri daha :)

Eğer iş hayatına yeni girecekseniz (ki öyle anladım) nacizane tavsiyem kesinlikle mutlu olacağınız severek yapacağınız bir yerden başlayın.Maddi kaygılarla bir an evvel diyerek bulduğunuz iş,iç dünyanızı alt üst edebilir,oradan aldığınız maaşı psikologlara vermek durumunda bırakabilir.Tavsiyem sevmediğiniz yolda yürümeyin ;)

coffeé dedi ki...

:)) hoşgeldiniz :)
yorumunuz çok sevindirdi beni.

ben o kadar tecrübesizim ki; ve okuduğum alan itibariyle de önüme sunulan seçenekler öyle sıkıcı ki....

iş alanı da olsa yaparken mutlu olabileceğimiz bir şey vardır belki değil mi?

tekrar görüşmek üzere, sevgiler, selamlar :)

Şevval Elif SOLMAZ dedi ki...

Bende anasınıfı öğretmenliği için eğitim aldım,5 yıl görevimide yaptım,anladım ki öğretmen olmak için çocukları sevmek yetmiyormuş,sürekli yenilik isteyenlere göre değilmiş bu iş ve ayrıldım.Şimdi bir şirkette idari işler sorumlusuyum.Şu ara insan kaynakları eğitimi almak için sertifika programları araştırıyorum.Yapılan testler uzman görüşleri ve isteklerim bu işe uygun olduğumu söyledi bana.25 yaşındayım ve yeniden başlıyorum hayata :) Yeniden eğitim,yeni bir iş,yeni bir kariyer alanı.

Okuduğunuz işi yapmak zorunda değilsiniz,kendinizi şartlandırmazsanız harika iş olanakları çıkacaktır,belkide okuduğunuz bölümle lgili :)

Umut..

Sevgiler ;)

coffeé dedi ki...

:)) umarım :)

"eyvallah deriz olur biter" :)