bu yazımı Ferhan Şensoy külliyatına adadım ben. yaptığım nadir iyilerden. yalnız ferhan şensoy severlerin bildiği üzere gündeste’nin baskısı bulunmuyor. en son araştırmalarımda yazarımızın kendisinde de yoktu. bandırma’da aramadığım yer, internette aramadığım sanal sahaf kalmamıştı. yoktu. ankara’ya gittiğimin ertesi sabahı ankara üniversitesi hukuk fakültesi kütüphanesine ders çalışmaya gittik tulip’le. ancak sabah namazının ardından bu küçük kütüphaneyi dolduran cemaatin “oh ya, erken kalkan yol alır” bakışlarıyla çarpıştık. Daha sonra kütüphanenin öğlen 12 den 13.30’a kadar kapalı olan bölümüne gittik. Kimliklerimizi vestiyer bölmesi için bıraktık. dışarı çıktığımızda ben de gündeste’den bahsediyordum yine tulip’e. en son tbmm’nin kütüphanesinde gördüğümü söyleyince yandı tulip’in yaratıcı beyninde ani ışık: “iletişim”in kütüphanesine bakalım” dedi, hem bakarız çalışma salonuna orada çalışırız fikrini de ekledi. gittik iletişim’e bilgisayardan aradık baktık ki mevcut gündeste. tek iş alabilmek. ve baktık güzel salon ancak görevliler geri zeka. sadece bakmak için girdiğimiz salonda görevlilerin bölmesi bir küçük pencereyle ayrılmış. ankaranın bürokrasi ve öğrenci memurluğu görevi arızalığını içselleştirmiş görevli seslendi:
—yalnız burada kahve içemezsiniz
–tulip: içmiyoruz sadece bir kitap soracaktık.
–burası kahve içilecek yer değil (kendisi bu arada masasında duble çayı sömürmektedir)
—Camın arkasındaki öbür görevli: ne vardı sizin?
—ben: biz bu kitabı alacaktık.
—camın arkasındaki öbür görevli:kimlik verin.
En son maliye Bakanlığı’na başvuru yapmaya gittiğimde kimliğin başvuru sırasında lazım olacağını söylediğimde bir kredi kartı ver öyleyse yanıtıyla karşılaşmıştım. Kimliğim de vestiyer bölmesi için bırakıldığından ben de kredi kartı bırakma önerisini sundum. bunun üzerine camın arkasındaki öbür görevli arkasındaki masada duble çayı sömüren görevliye:
-bunlar Ankara üniversitesi’nden mezunmuş ama kimlikleri yokmuş bankamatik verseler olur mu?
-olmaz.
Tulip gidip hukukun kütüphanesinden kurtarıp geldi benim kimliği ve 17 de iade etmek üzere kavuştuk gündeste’ye. Saman kağıda basılmış. 86 yılından bu yana olanları taşıyor kendince… ve iki nüsha fotokopi çektirdik usta tekrar basıncaya kadar başucumuza destelendi o da..usta yenisni basıncaya ya da es kaza bir sahafta yakalanıncaya kadar....
—yalnız burada kahve içemezsiniz
–tulip: içmiyoruz sadece bir kitap soracaktık.
–burası kahve içilecek yer değil (kendisi bu arada masasında duble çayı sömürmektedir)
—Camın arkasındaki öbür görevli: ne vardı sizin?
—ben: biz bu kitabı alacaktık.
—camın arkasındaki öbür görevli:kimlik verin.
En son maliye Bakanlığı’na başvuru yapmaya gittiğimde kimliğin başvuru sırasında lazım olacağını söylediğimde bir kredi kartı ver öyleyse yanıtıyla karşılaşmıştım. Kimliğim de vestiyer bölmesi için bırakıldığından ben de kredi kartı bırakma önerisini sundum. bunun üzerine camın arkasındaki öbür görevli arkasındaki masada duble çayı sömüren görevliye:
-bunlar Ankara üniversitesi’nden mezunmuş ama kimlikleri yokmuş bankamatik verseler olur mu?
-olmaz.
Tulip gidip hukukun kütüphanesinden kurtarıp geldi benim kimliği ve 17 de iade etmek üzere kavuştuk gündeste’ye. Saman kağıda basılmış. 86 yılından bu yana olanları taşıyor kendince… ve iki nüsha fotokopi çektirdik usta tekrar basıncaya kadar başucumuza destelendi o da..usta yenisni basıncaya ya da es kaza bir sahafta yakalanıncaya kadar....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder