Pages

16 Şubat 2009 Pazartesi

gündeste'den

sizi bekliyorduk mektubunuz geldi
bir arkadaşının evlendiği gün
karısından ayrılabilir insan
iki gündür yatağımı düzeltmiyorum
düzeltiyorum gene bozuluyor
düzeltmezsem bozulmuş oluyor
dalmışım gece bitmiş gün doğuyor
aklıma geldiniz gittim aklımı yıkadım
sıcak güneş altında usumu yitirmişim
sövgücüyüm bugün ben
cıgaramı ters yaktım
yalnızlığımı yüzüme vurmayın iskele babaları
bu martılar ne taşırlar
deniz çalkalanıp karardımı
karamsarlıklar öldürür boyveremememiş sevgimi
karamsarlığı öldürür içimin alman polisleri
gün batar kızıllık sürer dağların ardında
ne konuşuyor bu köpekler gece boyu
güvenilir ellerde midir gece
geceler ne sandığınızca iyidirler
ne de kötü ve ürkünç sandığınızca
aldanmayın horozlara
köpeklerin üvey kızıdır hece
nil nehri çavlanlarla ağlar akar
nâsır'ın nasırına basmadan
sizin için yucular tuttum
saçlarını başlarını tuttular
ağladık ağladık
pireleri bitleri
tilki uykulardan uyarmaksızın
sesin yitip gittiği yerlerde başka sesler üremekte
imgesel bir ezgi gezinmekte
dumanların raksederek yükseldiği erekte
kendi kendimiz birbiriyle kavgalı
birbirimize küsüz ben
mutsuzluğa gebeyimdir biz
sizi bekliyorduk mektubunuz geldi
arızası bulunmamış şaşkın bilgisayardır kadın
yitmiş sevgileri
bencil ve cimri yeniden yaşıyorum
bu odanın deniz
bu piponun kayık
bu kalemin kürek
olduğunu kimseye söylemiyorum
gene başladı ellerim söylenmeye
bırakın ucumu bıldırcın yağmurları
denizin kıyısında itler çiftleşiyorken
çay demlerim sabahlarım
hem okurum hem yazarım
sabah olur ben yatarım
eğilmez demir midir gurur
sizi bekliyorduk mektubunuz geldi
bacalerın şapkası leylekler
bir sevgili var elimde hem yok
onu elektrikli trenime bindiriyorum
ceryan kesiliyor
yarım kalıyor oyun
tren
sevgilim
şiir
yarım
ufacık ve konuşkandı elleri
bir tren vagonunda uzamadayım
doğan güneşe karşı
bağırarak ölmek var ya
fanilası yokmuş demesinler
sizi bekliyorduk postacı geldi

Gündeste, Ferhan Şensoy, sf 347-348-349

sizi bekliyorduk,
ne siz geldiniz; ne mektup, ne postacı...

Hiç yorum yok: