Pages

25 Nisan 2010 Pazar

 
güneş abla kaçtı, bulutlara bıraktı yerini; bahar darıldı biraz soğuk rüzgarlar sevindi; üşüterek esmekteler. bir pazar sessizliği var üzerimde, miskinliği ile birlikte. içimde cızırdayan, kulak tırmalayan sesler var. kafamda girdap halinde dönen çoğu şeyin izdüşümü. gece uykusuzlukla bölüşüldü. bol müzik dinlendi. tekrar tekrar bir hesaplaşmadır bu yaşadığım bangır bangır kendimle. envanterle kayıtlara tutulanlar arasında bir uyumsuzluk sürekli.... hep de sürekli.

yüzümde neşelenen gülüşler, anlık komikliklerden... günü kurtarmaca oynuyorum; kendimin pençesinde. bir yola çıkma başladı içimde. karmakarışık kelimeli cümleler, dikkatimi dağıtan sessizlikler ve vesaireler. yazdıklarıma bakıyorum. yazdıklarımla örtüşüyor mu içimdekiler; anlatabilip anlayabiliyor muyum???
bu huzursuz süreçler bol nedenler, cevaplarsa epey bir uzakta. dışarıdan bakabilmek lazım ancak dışıma çıkamıyorum. belki de şu an parmaklarıdan dökülen bu yazı çıkartıyor beni biraz dışarı. dışsallaşma isteği?
bir durakta gibi hissediyorum kendimi. istikamette hesapta olmayan bir durak. kalkmam lazım kalkasım yok, "acelem var koşasım yok" gibi ağır felsefi, çok espirili bir durum yani.
birim birim gereksiz ayrıntılar.... "muştular, mıştılar."
bir açıp kapatma düğmem olsaydı bazen diyorum.

Ne duruyorum, ne yürüyorum,
Üzengideki ayak gibi…
Ne susuyorum, ne konuşuyorum,
Kitaptaki yazı gibi…
Ne varım, ne yokum,
Gülsuyundaki koku gibi…

demiş Mevlana......

görsel: Piyale Madra

Hiç yorum yok: