Pages

18 Mayıs 2010 Salı

Ankara zemanlarından...

bandırma'daki sinemaya doğru dürüst film gelmediğinden, Ankara'da olduğum 3 haftanın 2 hafta sonunda sinemaya gitme keyfini yaşadım... çok özlemişim. seansa yetişmeye çalışmayı, erken gidip kahve içip beklemeyi...


bu sinema günlerinden bana vuran ilk piyango siyah beyaz oldu. Tuncer Kurtiz'i izlemek için gittim. filmin ilk yarısında sahneler çok klişe geldi, ancak ikinci yarıda, siyah beyaz da oturan ve yalnızlıklarını paylaşan o insanlar arasındaymışsınız gibi gelen, kucaklayan bir film. özellikle erkan can'ın canlandırdığı muzaffer karakterine bayıldım. özellikle bir de filmin ankara'da çekilmiş olması bizim uğradığımız yerleri izleyebilmek çok keyifliydi. derya alabora ve tuncel kurtiz muhteşemdi. bu arada bir sümüklü böceğim olursa adını müzeyyen koyacağım.:)

ikinci piyango ise selvi boylum al yazmalım. görüntülerin düzeltilmesiyle sinemada daha bir güzelleşmiş. ancak bu filme büyülü fener gerektiği özeni göstermemiş. bunu üzülerek söylüyorum. filmde ara sıra kesilmeler oldu.seyirci azdı ve benim yanımda oturan teyze habire söyleniyordu. örneğin ilyas'ın dilek'in evine sığındığı sahne de çift yemek yiyecektir ilyas çatalını batırır batırmaz yanımdaki teyze "zıkkım ye" kroşesiyle filme renk kattı daha söylediği bir çok şey var ama burada yazmayalım :) selvi boylum al yazmalım hakikaten televizyona değil, o beyaz perdeye yakışan bir filmmiş. bunu görmek çok güzeldi. bu arada sevgi neydi? sevgi emekti ...

1 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

ne iyi yapmışın, olumsuzluklara rağmen biraz nostalji :))