Pages

8 Haziran 2007 Cuma

onarım...

bana getirilmişti.
kırdım. -nasıl oldu bilmiyorum: galiba sallantılı, dengesiz bir yere koymuşum, yeterince dikkat etmeden; sonra, ters bir hareket etmişim - düştü, kırıldı...
yeterince düşünmemiştim üzerinde, demek.
elimdeki, artık, birkaç iri parça ile birsürü ufacığıydı; bazısı, neredeyse, kırıntı, kıymık - öyle, dağılmış duruyordu...
tek tek bir yere topladım hepsini: yokolmamalıydı.
gittim, uygun bir zamk aldım.
geldim, hepsini bir kağıt üzerinde düzenleyerek, biraraya getirmeğe başladım: şu parça, buna uyuyor-mu; ya, bu, şuna...
zamanla, parçaların kopma noktalarındaki dokularının; ve zamkın, tutma ve yapıştırma niteliklerini, öğrendim.
bazı parçalarsa yapıştırılamayacak kadar ufaktı; onların bulunmaları gereken yerlerde boşluklar oluştu.
tek tek yapıştırdım, yapıştırabildiklerimi. çok uğraştım.
sonunda ortaya aslının eğri-büğrü bir simgesi gibi bir şey çıktı.

dikkatsizlik ederek düşürüp kırdığın - sevdiğin kişinin izlerini taşıyan; senin için değerli- bir nesneyi, parçalarını tek tek toplayıp, dikkatle -saatlerce uğraşarak- özel olarak aldığın zamkla yapıştırıp, ortaya, orası burası eksik-gedik, yamru-yumru bir şey çıkar- ama eskisinden de daha değerlidir artık; çünkü, şimdi, senin izlerini de taşıyordur.

başka bir şey yapamazdım.

Hiç yorum yok: