Pages

19 Mayıs 2008 Pazartesi

yaseminli ve karanfilli çay kokularından papazın bağına

şu sıralar hayatımızı düzenlemeye çalışıyoruz. bu düzenleme çalışmasında da bir takım yıkılması gereken inandıklarımız ve düşüncelerimizle karşılaştık ve yordu bu bizi ama olsun hayatın başka başka güzel yönleri var. yasemin çiçeği çayı gibi mesela..


yasemin çiçeği çayı aldık cumartesi günü "çok güzel kokuyormuş" duyumları üzerine. hatta össlem taktı, bir arkadaşımız Çin'e gidecek ondan isteyeceğiz; Çin'de yasemin çiçeğini atıyorlarmış suya ve çiçek çılıyormuş cam demlikte. bunun için cam demlik de lazım tabi :)

çiçekleri demlediğimizde, "güzel yasemin kokusu" yerine biraz ıhlamurumsu bir koku geldi. ve ben tüm çayları şekersiz içtiğim için hala tadına dair pek bir fikrim olmasa da; össlem şekerle güzel bir içecek olduğuna karar verdi. ve çayı içtikten sonra da hakikaten bir sakinleşme oldu bizde :)



yukarıdaki fotoğrafta benim yasemin çiçeğini makro çekmeye çalışırken objektifin buğulanması sonucu elde edilmiştir :)

bu bitkisel içecek faslına bu sabah da karanfilli çay ile devam ettik. o da annemin kadın programlarından birinde duyduğu üzere; çayı açık demleyip daha sonra içine 2-3 karanfil attığımızda, kafamızdan elekktrik uçup gidiyormuş. -ne demekse- annemin sunucu bayandan aktardığı kesim bu. ha bir de dinçlik veriyormuş, kendinizi depresif, böyle hiçbir şey yapmak istemiyormuşsunuz gibi hissediyorsanız tüm bu hislerinizden kurtarıyormuş.. (durum bu kadar vahim değil, kişilik testlerinde dehşet oluyoruz :) ) bu sabah da bu şifalara kavuşmak amacıyla, demliğimize 12 karanfil atıp; bardağa doldurduğumuzda ise, şimdi bu çayın etkisiyle süpermen gibi oluruz korkusuyla, demlikten 8 tanesini çıkarttık. - 4 tanesini bulamamıştık da -

ama işe yaradı galiba. çünkü daha sonra birtanemiz egemenimiz geldi Papazın Bağı'na gittik. gidiş taksiyle ama dönüş yayan idi. yaklaşık 1 saat 10 dakikada evimizi bulabildik.. ama o yorgunluktan ziyade tatlı bir hafifleme var üzerimde benim bugün. hayatı bir yerinden güzel bir yerinden yakalayabildiğimiz için. bitkiçayları gibi :)

ve o kadar da üzülmediğim bir pişmanlık, onun yayın yaptığı saatlerde radyonun başında sıkışıp kalmaktansa; radyonun düğmesini kapatıp aşağıya limana inseymişim keşke diye.... ama artık yapabiliyorum bunu.... bu da bir züğürt avuntusu olabilir ama benim kafamdan birçok şey uçup gitti bugün karanfilin etkisiyle...

siz de deneyin :) ve günün anlam ve önemine ilişkin iki şarkımız da aşağıda :)


"Open your eyes
Look up to the skies and see"



It's a new dawn
It's a new day
It's a new life
For me
And I'm feeling good

Hiç yorum yok: