Pages

12 Eylül 2008 Cuma

daha rüzgar gibi geçmeden


kayahan'ı pek hazzettiğimi söyleyemeyeceğim. açıkçası pek dinle(ye)mem. sebebini bilmediğim bir şekilde itici gelir bu adam bana. ama ondan dinleyemeyip de nilüfer'den, zerrin özer'den dinlediğim şarkılarını çok severim. mesela 1 mesela 2 ve son meselamız da zerrin özerin seslendirmiş olduğu bir kayahan şarkısı

hatta zerrin özer'i de pek dinleyemem diye gidecek oldu cümle içsesimden ama öyle gitmesin. kayahan'ı hiç değil pek dinleyemediğimi ifade etmiştim ya az önce, bu dinleyebildiğim şarkılarının -kendi sesinden- bir elin parmağını geçmeyecek kadar az olmasından dolayı ve bir o kadar da ötürü. bu şarkılardan bir tanesi "sensiz olmaz ki" ve "rüzgar gibi geçti " ağırlıklı olarak rüzgar gibi geçti bu ömrüm'ü çok severim. bu şarkıyı dinleyip sevmem ise 13lü yaşlarıma tekabül etmesi de, şimdi beni düşündürtüyor. şarkının ezgisi çok güzel ama ben sözlerine bayılıyordum. o zamandan beri acayip duygusallığa bürünmüş bir ruh halim varmış demek ki. ergenlik falan filan da bu kadar da dipten başlanmaz ki ergenliğe.

şarkıda diyor ki "rüzgar gibi geçti bu ömrüm, hep yanlışa düştü bu gönlüm (atv'de pazar günleri yayınlanan bir program vardı sabahları. orada arada konuşan bizim yüzünü göremediğimiz çok zeki sesli amca da böyle şarkı sözleriyle giriyordu işe. ben de öyle hissettim şimdi) ben gönlün sürekli yanlışa düşme temelini bu şarkıyı dinleyerek atmışım zaten, daha gönül yanlışa düşme teşebbüsü bile yokken. çünkü daha böyle birşey yokken bile bu şarkıda kendimi bulduğumu sanıyorsum ben... ve "ömrüm" bu şarkının yüzünü kara çıkartmayacak şekilde yanlışa düşen gönlümün şaşkın serzenişleriyle gün gün ilerliyor.

diyeceğim o ki, işbu şarkıyı ben çok severdim ve geçenlerde yine dinleyince allah sizi inandırsın yine aynı keyfi aldım ve sayfaya koymaya karar verdim.




resim kahvemolası.net'ten alınmıştır...

Hiç yorum yok: