değişmemişti bulutların rengi
kızıllık mavide örtülmüş bir süstü sadece
veda ederken güneş ağlara vapurun düdüğünde
akşam vurdu kıyılara yine
çaresizliğe atılmış ağlar toplandı masumca
aç martılar bile suskun oturuyorlardı
yıldızlar kendilerine hoş bir ezgiyle
şarkı söylüyorlardı yanıp sönerek
hafif de kandırarak umutsuzları
sahilin taşları solgundu
kayalar çok acılıydı
dalgalar kime kızmışsa;
çok hırçın vuruyorlardı
fener ise başka bir dertliydi yanıp sönerken
kimbilir, gelmemiştir belki beklediği
şehrin ışıkları vururken kıyılara
bir çığlık geldi tepelerden
sessizliğin ta içinden
yüzme bilmeyen bir zede gibi boğulan
başka bir çığlıktı bu
gemiler demir aldı artık
başka denizlere,
başka martıların yanına
akşamın son saatlerinde
başka bir demde hazırdı sahil uğurlamaya
hırçın dalgalar duruldu
kayalar eğdi başını
derken çaldı veda düdüğü
limandan bir gemi kalktı
diye yazmışız doksansekizin otuz aralığında
2 yorum:
noktalar başlığa kaçınca, duygular duraksız ve soluksuz akmış... arada noktasız yaşamak lazım belki de:))
-nily
galiba... keşke yazabilsek yine noktaları bir yerlere uğurlayıp
Yorum Gönder